5 Nisan 2011 Salı

Görme engelliler ve kaynaştıma


A- Görme Özürlü Öğrenciler İçin Özel Eğitim Okullarına Başvuru ve Kayıt Koşulları
Ülkemizde 15 görme engelli ilköğretim okulu bulunmakta olup, hepsi de yatılı ve gündüzlüdür. Özel Eğitim Almak İçin Başvurulacak Kurumlar • Millî Eğitim Müdürlüğü, • Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü, • Özel Eğitim Kurumları, • Özel Özel Eğitim Kurumları. Kayıt için İzlenecek Yol ve İstenilen Belgeler • Bulunduğunuz ilin valiliğine veya ilçenin kaymakamlığına bir dilekçe ile başvurunuz. • Dilekçeniz Milli Eğitim Müdürlüğüne oradan da en yakın Rehberlik ve Araştırma Merkezine havale edilir. B- İstenen Belgeler • Tasdikli nüfus cüzdanı örneği (öğrenci için), • Veli ya da vasinin ikametgah ilmühaberi,
• Tam teşekküllü bir hastaneden alınacak sağlık kurulu raporu. (Bu raporda çocuğun özrü, özür derecesi ve başka bir hastalığı olup olmadığı yer alacaktır.) • Rehberlik ve Araştırma Merkezince doldurulacak çocuk tanıma fişi, • Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden alınacak inceleme raporu, • İki adet yeni çekilmiş vesikalık fotoğraf, • İki adet veli adresi yazılı posta pulu yapıştırılmış zarf, • Ekonomik durumu gösterir belge (Öğrenci Devlet Parasız Yatılı okuyacaksa). Bu belge örneğine uygun şekilde Milli Eğitim Müdürlüğünde doldurulabilir. • Veli ya da vasinin çocuğun yarı yıl ve yaz tatillerinde yanına alacağını gösterir taahhütname (bu belge daha sonra çocuğun okuyacağı okul müdürlüğünce hazırlanıp veliye imzalatılır). • İl Milli Eğitim Kurulu Kararı (Milli Eğitim Müdürlüğünce hazırlanıp verilir). 1- Hazırlanan bu belgelerin dosyası öğrencinin yatılı ve gündüzlü olacağını belirten bir dilekçe ile Milli Eğitim Müdürlüğüne teslim edilir. 2- Görme engelliler ilköğretim okullarında gündüzlü veya yatılı öğrenim görmek isteyen öğrencileri il eğitsel tanılama, izleme ve değerleme ekibinin yönlendirme kararı ve il özel eğitim hizmetleri kurulunun yetiştirme kararı ile bu okullara yerleştirilir. Bu okullardan birine kayıt olmak isteyenler aşağıdaki işlemleri yerine getirmelidir. 3- Görme engelliler ilköğretim okullarını bitiren öğrencilerden ortaöğretime devam etmek isteyenler 8. sınıfın sonunda öğrenim gördüğü okul müdürlüğüne başvuruda bulunurlar. • İlköğretim ve orta öğretim okullarında kaynaştırma yoluyla eğitimini sürdüren ve braille (kabartma) yazısı bilen öğrenciler, braille ders kitaplarını ücretsiz olarak Görme Engelliler Basımevi ve Akşam Sanat Okulu Altındağ - ANKARA (Tel: 0312 317 96 53) adresinden isteyebilirler. Okulların listesi kitabın sonunda verilmiştir.

8- NORMALLEŞTİRME, BÜTÜNLEŞTİRME, KAYNAŞTIRMA VE EN AZ KISITLAYICI EĞİTİM ORTAMI
Görme yetersizliğinden etkilenmiş bir çocuğun gören akranlarıyla aynı eğitim ortamında okuyabilmesi için kaynaştırmanın gereklerinin yerine getirilmesi gerekir. Bunun için öncelikle normalleştirme, kaynaştırma, bütünleştirme ve en az kısıtlayıcı eğitim ortamı kavramlarının doğru anlaşılması gerekmektedir. A- Normalleştirme Toplumdaki yaşam, biçim ve koşullarının tüm yetersizlikten etkilenmiş kişilere de sağlanması anl***** gelmektedir. Normalleştirme ilkesine göre görme yetersizliğinden etkilenmiş bir çocuk gören akranlarının yararlandığı tüm haklardan yararlanabilir. Görme yetersizliğinden etkilenmiş çocuk da, gören akranları gibi ailesine yakın gören akranlarının gittiği okula gidebilir. Ancak bu okullarda akranları kadar başarılı okuyabilmesi için gerekli olan özel eğitim öğretmeni, görme yetersizliğinden etkilenmiş öğrencilerin kullanacağı araç-gerecin ona sağlanması da onun en doğal hakkıdır. Normalleştirme kişiyi normal yapma anl***** gelmemektedir. Aksine yetersizlikten etkilenmiş bireylerin yetersizlikleriyle kabul edilip, toplumda diğer kişilere sağlanan hizmet, hak, sorumluklar ve fırsatların onlara da sağlanması anl***** gelmektedir. Normalleştirme ilkesinin savunduğu görüşlerin bir sonucu olarak; Kaynaştırma, Bütünleştirme ve Birlikte eğitim kavramları ortaya çıkmıştır. B- Bütünleştirme Bütünleştirme ilkesine göre, görme yetersizliğinden etkilenmiş bireyler de bu toplumun bir parçasıdır. Sosyal hayata entegre olabilmeleri toplumsallaşmanın gereğidir. C- Birlikte Eğitim Yetersizlikten etkilenmiş öğrencilerin, normal akranlarıyla birlikte normal sınıflarda eğitim almasıdır. Kaynaştırma Eğitimi Özel yetişmiş personelin, özel destekleriyle, yetersizlikten etkilenmiş bireyin normal sınıflarda öğrenimini değişik zamanlı olarak sürdürmesi anl***** gelmektedir. Kaynaştırma da esas olan, görme yetersizliğinden etkilenmiş öğrencinin, günün en azından bir bölümünde, normal sınıfta akranlarıyla birlikte eğitim görmesidir. Ancak bunun için gereksinimleri doğrultusunda özel yetişmiş personel tarafından öğrenciye, aileye, sınıfa, sınıf öğretmenine ve okul personeline gerekli destek özel eğitim hizmetinin verilmesi gereklidir. Aynı zamanda, öğrencinin öğreniminin en azından bir bölümünü normal sınıfta geçirebilmesi için gerekli araç-gereç ve ortam düzenlemesinin (yada uyarlamaların) yapılması gerekmektedir. Görme yetersizliğinden etkilenmiş çocukların, normal sınıfta akranlarıyla birlikte öğrenim görmeleri birlikte eğitim anl***** gelmekle birlikte, kaynaştırmadan söz edilebilmesi için, özel personel, destek hizmet ve özel düzenlemelerin yer alması gerekmektedir. Normalleştirme kavramı en az kısıtlayıcı ortam kavramının oluşmasına ve yetersizlikten etkilenen öğrencilerin akranları gibi, akranlarıyla birlikte gerekli destek hizmet sağlanarak kaynaştırma düzenlemelerinin oluşması hareketini başlatmıştır

Kaynak: Görme engellilerin eğitim süreci

Görme Engellilerin Genel Özellikleri

1. Doğuştan görme engelli olan bireyler, ayakta dururken ya da otururken ileriye ya da geriye sallanma, yüzünün önünde parmaklarını ya da ellerini sallama, parmaklarını ya da elini sallama, parmakları ile gözlerini ovuşturma gibi amaçsız hareketler gösterebilirler.
2. Görme engelli bireyler, insanların yüzlerini ve eşyaların görünümlerini canlandıramadıkları için onlarla iletişimlerinde pasif ve anlamsız bir yüz ifadesine sahip olabilirler.
3. Gören bireylerle konuşurken çoğu zaman duyarsız, ilgisizmiş gibi görünebilirler.
4. Yer değiştirmelerini sağlayan yuvarlanma, yürüme gibi hareket becerilerini kazanmada gecikme gösterebilirler.
5. Sonradan görme duyusunu kaybeden bireyler arasında motor gecikme görülmez, ancak daha önce görme duyusunu kaybetmiş bireylerde motor gecikme görülebilir.
6. Tamamen görmeyen (total kör ) bireylerin yürüyüşü daha kısa adım şeklinde, belirgin bir ayak sürüme davranışı, yavaş yürüme, eğik yürüme gibi şekilsel davranışlar gösterirler.
7. Kavramsal gelişimde ya da bilişsel yeteneklerde gecikme gözlenebilir.
8. Özellikle soyut düşünmeyi gerektiren becerilerde daha başarısız olabilirler.
9. Alan kavramını vermek güçtür. Alana ilişkin bilgiler daha çok dokunma duyusu aracılığıyla kazanılmaktadır.
10. Görme yetersizliğinden kaynaklanan eksiklikleri diğer duyu organlarını kullanarak telafi etmeye çalışırlar.
11. Dikkat yoğunlaştırma, ince ayrıntıları fark etme yetenekleri gelişmiştir.
12. Sosyal faaliyetlere ilgilidirler.
13. Müzikle yakından ilgilenirler.
14. Bedensel ve zihinsel gelişimlerinde farklılıklar olabilir.
15. Bağımsız hareket edebilme becerileri sınırlıdır.
16. Algısal motor ve bilişsel gelişimde gecikme görülür.
17. İletişim kurarken yüz ifadesini değiştirmede güçlükleri olabilir.











Görme Yetersizliği Olan Çocuklar İçin Eğitim Ortamları ·        Görme yetersizliği olan çocuklar için ülkemizde 3 tip eğitim ortamı bulunmaktadır.
-         Ülkemizde 14 tane yatılı görme engelliler ilköğretim okulu vardır. Bu okullara göz hekimlerince kör tanısı konulan çocuklar alınmaktadır. Okullarda Milli  Eğitim Bakanlığı’ nca hazırlanan ‘ Körler İlkokulu Öğretim Programı’ izlenmektedir.
-         Ülkemizde görme engelli çocuklar için iki tür özel sınıf düzenlemesi bulunmaktadır. Birincisi normal okul içinde görme engelli çocukların devam ettiği özel sınıf düzenlemesidir. Ülkemizde artık birçok ilde görme engelliler için özel sınıflar bulunmaktadır.
Özel sınıf düzenlemelerinin ikincisi ise; Ankara Mitat Enç Görme Engelliler İlköğretim Okulu bünyesinde bulunan az gören sınıflarıdır. Sınıflarda öğrencilerin tercih ettikleri duyu kanallarına bağlı olarak, basılı materyalle ya da Braille alfabesiyle okuma yazma öğretilmektedir-   Görme engelli öğrenciler kendi semtlerinde bulunan normal okullara normal akranları ile eğitimine devam eder. ( Kaynaştırma Eğitimi ) 

( Kaynak: Özel Eğitime Giriş Editör: Prof. Dr. Ayşegül Ataman )

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE KARŞILAŞILAN ENGELLER


Olumsuz Öğretmen Tutumları: Olumsuz öğretmen tutumları, kaynaştırmanın en önemli engellerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kaynaştırmaya ilişkin olumsuz görüşlere sahip olan öğretmenler, bu sistemin engelli olmayan çocukların gelişimini olumsuz olarak etkileyeceğini ve özel gereksinimli öğrencilerin akademik ve sosyal yönden yararlanamayacaklarını ifade etmişlerdir (Salend, 2001). Öğretmenlerin özel gereksinimli öğrencilerin kaynaştırılmasına ilişkin olumsuz tutumları, destek eğitim hizmetlerinin yetersizliğinden, sınıftaki öğrenci sayısının fazla oluşundan, özel gereksinimli öğrencilerle yetersiz ve olumsuz deneyimlerden ve özel gereksinimli öğrencilerin davranışlarını yönlendirme, uygun öğretim programını hazırlama ve uygulama konularında yeterli donanıma sahip olmamadan kaynaklanmaktadır (Salend, 2001; Scruggs ve Mastropieri, 1996).
Bu konuda yapılan kapsamlı bir araştırmada (Scruggs ve Mastropieri, 1996), öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun kaynaştırma düşüncesini benimsemekle birlikte, sınıflarında özel gereksinimli bir öğrencinin bulunmasına karşı isteksiz oldukları bulunmuştur. Araştırmada öğretmenlerin çoğunluğu, engelli öğrencilerin sınıfı rahatsız edeceklerini ve daha fazla ilgiye gereksinim duyacaklarını belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin bir kısmı yeterli zaman, eğitim, araç gereç ve personel desteği olduğunda kaynaştırmanın başarıyla uygulanacağını ifade etmişlerdir. Ayrıca öğretmenler hafif ve orta derecede engelli bireylerin kaynaştırma için daha uygun olduğunu da dile getirmişlerdir.
Özetle, kaynaştırmaya yönelik olumsuz öğretmen tutumlarıyla uygulamada sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu tutumları olumluya çevirmek için öğretmene gereksinim duyduğu zamanın, eğitimin, personel ve materyal desteğinin sağlanmasına ve sınıftaki öğrenci sayısının daha az tutulmasına gayret edilmelidir. Ancak tüm bunlarla birlikte, öğretmenin öncelikle kendisinin öğrenmeye ve yardım almaya istekli olması gerekmektedir. Özel gereksinimli öğrencilerin eğitim sorumluluğunu üstlenmek istemeyen bir öğretmenin, bu öğrenciler hakkında bilgi toplaması, gerekli durumlarda kaynak kişilere başvurması, her gün sınırlı da olsa zaman ayırmaya çalışması olası görülmemektedir.


Uygun Personel ve Destek Servislerin Olmayışı: Kaynaştırma, özel gereksinimli öğrencinin hiçbir özel eğitim desteği almaksızın doğrudan genel eğitim sınıfına yerleştirilmesi demek değildir. Gerekli durumlarda öğretmene ve/veya özel gereksinimli öğrenciye destek hizmetlerin sağlanmasını gerektirmektedir. Gereksinim duyulan destek hizmetinin sağlanmaması durumunda kaynaştırmadan yarar sağlamak mümkün değildir. Ancak ülkemizde, genel eğitim okullarında sınıf öğretmenine, özel gereksinimli öğrencinin belirlenmesinde, değerlendirilmesinde, gerektiğinde bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlanmasında ve öğretimin planlanmasında ve uygulanmasında yardım edecek destek servisleri bulunmamaktadır. Bu durum kaynaştırma uygulamalarını olumsuz etkilemektedir.
Genel ve Özel Eğitimin Farklı Algılanışı: Temelde genel ve özel eğitim arasında, eğitim programını planlama ve uygulama bakımından büyük farklılıklar olmamasına karşın, genel eğitim okullarında görev alacak pek çok öğretmen, mesleki eğitimleri sırasında, özel eğitime ilişkin yetersiz bir donanımla mezun olmaktadır. Ülkemizde kaynaştırmanın hem yasal düzeyde, hem de uygulamada kabul görmesine karşın, öğretmen yetiştiren programların içerikleri incelendiğinde, özel eğitime ve kaynaştırmaya ilişkin derslerin bulunmadığı dikkati çekmektedir. Bu durum uygulamada sıkıntı yaratmakta ve sınıflarında özel gereksinimli öğrenci bulunana öğretmenlerin bilgi eksiklikleri hizmet içi eğitim programlarıyla giderilmeye çalışılmaktadır. Uygulamada yaşanan bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için tüm öğretmenlerin mesleki eğitimleri sırasında özel gereksinimli bireyler ve bu bireylerin kaynaştırma ortamında eğitilmelerine yönelik kuramsal ve uygulamalı dersler almaları gerekmektedir. Nitekim alanda yapılan araştırmalarda, genel eğitim sınıflarında görev yapan öğretmenler, kendilerini özel gereksinimli öğrenciler için hazırlıksız hissettiklerini ve iş birliği için de çok az zamanlarının olduğunu belirtmişlerdir. (Baker ve Zigmond, 1995; Manset ve Sammel, 1997; Pivik, McComas ve La Flamme, 2002; Scruggs ve Mastropieri, 1996).
Fiziksel Çevrenin Yetersizliği: özel gereksinimli bireyler sahip oldukları özelliklere göre özel olarak düzenlenmiş çevreye gereksinim duymaktadırlar. Genel eğitim okullarının fiziki yapısı kimi zaman kaynaştırmaya engel oluşturmaktadır. Dik merdivenler, dar koridorlar, yetersiz ışıklandırma,uygun olmayan tuvaletler, ulaşılması güç kantinler, sesi gereğinden fazla geçiren duvarlar, yankı yapan yüksek tavanlar ve yüksekliği iyi ayarlanmamış yazı tahtaları kaynaştırmanın engelleri olarak karşımıza çıkmaktadır (Pivik, McComas, Laflamme, 2002). Okulların fiziki yapısı öğrencilerin gereksinimlerine göre en az yardımla bağımsız hareket etmelerine olanak sağlayacak biçimde tasarlanmalıdır.
Kaynaştırmanın Olumlu Sonuçları:
Özel gereksinimli bir öğrencinin kaynaştırılması söz konusu olduğunda genellikle ilk akla gelen bu durumun özel gereksinimli öğrenciye ne gibi yararlar sağlayacağı ve bu durumdan diğer öğrencilerin nasıl etkileneceği olmaktadır. Oysaki özel gereksinimli öğrencinin genel eğitim sınıfında kaynaştırılmasının yalnızca özel gereksinimli öğrencilere değil, aynı zamanda o sınıfta eğitim gören diğer öğrencilere, bu çocukların eğitiminden sorumlu kişiler olan öğretmenlere, özel gereksinimli çocuğu olan ve olmayan anne babalara olumlu etkileri bulunmaktadır. Şekil 1.4’te kaynaştırmanın özel gereksinimi olan ve olmayan öğrencilere, bu öğrencilerin anne babalarına ve öğretmenlere olası olumlu etkileri özetlenmektedir. (Salend, 2001; Wolery ve Wilbers, 1994).
Kaynak: rehabilitasyon.com